Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümü nedeniyle KKTC'de yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk halkının yanında olduklarını vurguladı. Lefkoşa'da vatandaşlarla buluşan Erdoğan, Barış Harekatı'nda hayatını kaybeden şehitleri ve gazileri rahmetle andı. Merhum Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, Adnan Menderes, Fatih Rüştü Zorlu ve Rauf Denktaş'ı da anarak, Kıbrıs Türk mücadelesine verdikleri destek için teşekkür etti.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın Önemi
Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı'nın, Kıbrıs Türk halkına yönelik sistematik ihlallere karşı atılmış meşru bir adım olduğunu belirtti. KKTC'nin kuruluşunun, Rumların Enosis hayallerini suya düşürdüğünü ve adaya huzur ve barış getirdiğini söyledi. 1955'ten 1974'e kadar Kıbrıs Türklerinin yaşadığı baskı ve zulmü hatırlatan Erdoğan, kumsal katliamı, Noel vahşeti ve Erenköy direnişi gibi olayları örnek gösterdi. Bu acı olayları unutmayacaklarını ve Kıbrıs Türk halkının yanında olmaya devam edeceklerini dile getirdi. Bu tarihi olayların asla unutulmaması gerektiğini ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini vurguladı.
Çözümsüzlük Politikalarına Karşı Duruş
Cumhurbaşkanı, Rum tarafının müzakere masalarından kaçtığını ve federal çözüme karşı çıktığını, üniter devlet ısrar ettiğini ifade etti. Kıbrıs Türklerinin azınlık olarak görülmesini ve sözde devletlerine yamama çabalarını eleştirdi. Kıbrıs sorununda adil ve kalıcı bir çözüm için çaba göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, geçmişte yaşanan acıların unutulmaması gerektiğini yineledi. Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu ve her zaman destek vereceğini açıkça belirtti. Adanın tek başına Rumların yönetiminde olmasına asla izin verilmeyeceğini de sözlerine ekledi.
Yeni Bir Dönem İçin Çağrı
Erdoğan, "Kıbrıs Türklerinin kaybedecek 60 yılı daha yok. Biz artık tüketilmiş federasyon modeline dayanan Birleşmiş Milletler parametreleriyle vakit kaybedemeyiz" diyerek yeni bir döneme işaret etti. Adanın geleceği için yeni bir bakış açısıyla çalışılması ve adil bir çözüm bulunması gerektiğini savundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Türk halkının haklarını korumaya devam edeceğini ve onların yanında olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi. Adanın geleceğinin Kıbrıs Türklerinin kendi kaderini tayin hakkına bağlı olduğunun altını çizdi.